ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ÇORLU

Çorlu, elverişli doğal yapısı, güçlü ulaşım bağlantıları, önemli sanayisi, iş olanakları ve stratejik önemi ile Tekirdağ'ın en büyük ilçesi olan Çorlu, Türkiye'nin de en gelişmiş ilçelerindendir. Çorlu günümüzde Türkiye'nin en büyük 5 ilçesinden biridir 

ÇORLU RESİMLER
ÇORLU FOTOĞRAFLAR
ÇORLU MANZARALAR
 ÇORLU GÖRÜNTÜLER
ÇORLU EKONOMİ
 ÇORLU SANAYİ
 ÇORLU PARA
ÇORLU YATIRIM
ÇORLU KÜLTÜR
ÇORLU İKLİM
ÇORLU ULAŞIM
ÇORLU
TEKİRDAĞ ÇORLU
ÇORLU İLÇE TARİH
ÇORLU İLÇESİNİN TARİHİ


Çorlu Trakya’nın merkezinde, plato yüzeyinin üzerindeki düzlükte yer alır. İlk Çağ insanlarının aradığı bütün coğrafi özelliklere sahip olan bu yerleşim yerine, Trak göçleriyle birlikte yerleşmeye ve tarıma açıldığı şüphesizdir. Nitekim yakın çevrede Prehistorik döneme inen yerleşme merkezlerinin ortaya çıkarılması, bu görüşü doğrulamaktadır. Bununla birlikte yeterince araştırma yapılmadığı için, Çorlu şehrinin kuruluş tarihi hakkında kesin bilgi verilememektedir. Çorlu’nun adı ile ilgili çok değişik ifadelerde mevcuttur.

Eski atlaslarda şehrin adı “Tzarylus”, ”Tzurulum”, ”Tzurulus”, Tzurule”, ”Tschurla”, ”Tziraltum” şeklinde geçmektedir. Bizans döneminde peyniri meşhur olduğu için, “Peynir Kasabası” anlamında “Tribiton” adı verilmekte, bazı eserlerde de “Sirello” şeklinde kayıtlara rastlanmaktadır. Halk arasında Çorlu adının çorak işe yaramaz anlamındaki “Çor” veya “Çur” dan kaynaklandığı, şehrin Türk’ler tarafından alınışı sırasında zorluklarla karşılaşıldığından “zor” kelimesine benzetme yapılarak “Çor” dan geldiği ifade edilmektedir. Roma zamanında Trakya’ da “Cohors III. Lucensum” adını taşıyan bir askeri birliğin bulunduğu ve bu birliğin tamamen Trak savaşçılarından oluştuğu bilinmektedir.

 Romalılar savaşlarda Trak’lardan yararlanıyor ve onlara “Cohors” Kıtalarında görev veriyorlardı. Buradaki “Cohors” kelimesi Çorlu Şehrinin adına son derece benzemektedir. Marmaraereğlisi’ nin hemen doğusundaki Kamaradere’ de ortaya çıkarılan tarihi belge, Çorlu hakkında en eski ve kesin bilgileri vermektedir. Kamaradere’ de ele geçen bir mezar kitabesinde “Burada iki defa Çorlu-Tzoulos idarecisi olan Sisinis gömülüdür” şeklinde kayıt mevcuttur. Sisinis’ in (814) yılında öldüğü göz önüne alınırsa, belgenin Bizans dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır. “Sisinis” Çorlu Kasabasında “Curator Civitatis” ünvanı ile idarecilik yapmış, başarılı olduğu için iki defa bu görevi üstlenmiştir. Çorlu’ nun adı ile yakından ilgisi olan “Curator” kelimesinin anlamı gerek Latin gerekse Grek alfabesinde “özen gösteren”, “dikkat eden” şeklinde verilmektedir. “Curator”, belediye büyüklüğüne gelen yerleşmelerde özel işlerle görevli kişilerin, diğer deyişle Belediye Başkanlarının ünvanıdır. Bu unvan 2. Yüzyılın sonunda Roma eyaletlerindeki şehirlerde Belediye Başkanları içinde kullanılmaktaydı.
Geniş sahaya yayılan Bizans İmparatorluğunda sınırları korumak için devamlı hudut muhafızları mevcuttu. Sınırdaki kuvvetler, özellikle cesur ve savaşçı uluslardan seçiliyordu. Kamaradere’de mezarı bulunan “Sisinis” in yaşadığı yıllarda Trakya, Bulgar Kralı Kurum’un ordularının tehdidi altındaydı. Giderek artan Bulgar baskısına karşı, bunları sınırdaki savunma noktalarına yerleştirmesi gayet doğaldır.
Çorlu Şehrinin adının da bu sırada 9. Yüzyılın başında şekillenmesi kuvvetle muhtemeldir. “Çor” veya “Çur” terimi eski Türk boylarında yüksek rütbe veya unvan olarak kullanılmaktaydı. Aynı şekilde “Sisinis” kelimesinin de Bizans ordusunda yardımcı kuvvetler olarak bulunan Hun’ların veya Alan’ların kumandanlarına unvan olarak verildiği bilinmektedir. Gerek “Sisinis”, gerekse “Çor” Bizans kültürünün etkisi altında değişerek,”Sisinis” görevli memurun, “Çor” ise görevin yapıldığı sınır kalesinin adı olarak kullanılmaya başlamıştır. Böylece “Çor” veya Çur” dan, Çorlu şehrinin adı çıkmıştır. Yeni araştırmalarla ele geçirilecek belgeler, Çorlu şehrinin kuruluş tarihinin Roma ve Bizans’tan çok daha eskilere gittiğini kesin olarak gözler önüne sermektedir.


Bölgede tarih öncesi döneme ait buluntuların elde edilmiş olması, bölge tarihini ilk Tunç Çağına kadar götürmektedir. Bilinen en eski adı “Tzirallum” olan Çorlu, M.Ö. 1000 yıllarında Trako-Frigler’ in kurduğu koloni kentlerden biridir. Tarihin çeşitli dönemlerinde Frig-Yunan-İskit-Pers-Makedonya-Roma ve Bizans istilalarına uğramıştır. Zaman, zaman Hun, Avar ve Peçenek akınlarına da maruz kalmıştır. Ayrıca İstanbul üzerine çeşitli seferler düzenleyen Arap ordularının istilasına da uğramıştır. Kısaca; Trakya’nın yaşadığı her istiladan Çorlu etkilenmiştir.


Orta çağ’da burada Bizans’ı korumak için kullanılan “Tzirallum” kale kentinin bulunması İstanbul yolu üzerinde yer alan Çorlu’ya askeri bir önem kazandırmıştır. Osmanlı’lar döneminde ise Anadolu’dan Rumeli sınır boylarına kadar uzanan ana yol üzerinde konaklama yeri olmasından dolayı da önemli tarihi olaylara sahne olmuştur. Çorlu 1357 tarihinde I. Murat tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Süleyman Paşa ve Orhan Gazi’ nin ölümleri üzerine tekrar Bizans egemenliğine geçen Çorlu, 1361 tarihinde kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir. I. Murat’ ın emriyle Trakya’ daki öteki Bizans şehirlerine ibret olması maksadıyla burayı savunan Bizans’lılar ağır şekilde cezalandırılarak kale duvarları yıkılmıştır. Böylece “Tzirallum” un askeri önemi de ortadan kaldırılmıştır. Bu sert davranış hemen etkisini göstermiş ve Trakya’ nın fethi kolayca tamamlanmıştır.


Çorlu, İmparatorluk döneminde ilk defa II. Beyazıt ile oğlu şehzade Selim, (Yavuz) arasında geçen baba-oğul savaşında yer almıştır. Şehzade Selim ile II. Beyazıt Çorlu yakınlarındaki Uğraşdere’ de karşılaşmış ve Şehzade Selim babasının kuvvetleri önünde yenilmiştir. 1512 de tahtını oğluna bırakan II. Beyazıt, Dimetoka Sarayına giderken Çorlu Konağında ölmüştür. Daha sonra Yavuz Sultan Selim’ de İstanbul’ dan Edirne’ ye giderken 21 Eylül 1520 tarihinde aynı topraklarda ölmüştür. Bu suretle II. Bayezıt Dimetoka’ ya, Yuvuz Sultan Selim’ de Edirne’ ye varamamıştır. Eylül 1676 da ise Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa Çorlu ile Karıştıran arasındaki Karabiber Çiftliğinde vefat etmiştir. Çorlu 18. Yüzyılda Kırım’ dan uzaklaştırılan hanzadelerin ve girayların sürgün yerlerinden biri olmuştur. 1830 yılında Rumeli Beylerbeyliği kaldırılıp Edirne vilayeti kurulunca, Çorlu bu vilayetin Tekirdağ Sancağına bağlı bir kazası haline getirildi. 1870 de vilayetler örgütünün ıslahı sırasında durumunu olduğu gibi korudu. 1876 da geçici olarak Rus’ ların eline düştü. 1912-1913 Balkan Savaşlarının birinci devresinde Osmanlı Doğu Ordusu Kumandanlığı Karargahı Çorlu’da idi. 5-6 Aralık 1912 savaşlarından sonra Bulgar’ların eline geçti.


Balkan Savaşlarının ikinci devresinde Edirne’ye doğru ilerleyen Türk Ordusu tarafından 15 Temmuz 1913 de kurtarıldı. Kurtuluş Savaşı sırasında ise Çorlu, 25 Temmuz 1920 de Yunan işgaline uğradı. 1918 yılından beri faaliyet gösteren ve Trakya’ nın kurtuluş savaşını yöneten Trakya ve Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurduğu çeteler büyük zafere kadar faaliyetlerine devam ettiler. 15 Ekim 1922 de Türk Jandarma Kuvvetleri tarafından kesin olarak kurtarıldı. Çorlu halen, II. Dünya Harbinden beri savunma bakımından önemli bir garnizon olma özelliğini devam ettirmektedir.


ÇORLU İLÇE COĞRAFYA
COĞRAFİ DURUM


İlçemiz genellikle düzlük bir araziye sahip olup, toprakları verimlidir. İç kesimde yer alması ve karasal iklim hakim olup, Yazları kurak ve sıcak, kışları ise yağışlı ve soğuktur. Trakya’ da en az yağış alan bölgedir. Yağışların % 20 si İlkbahar, % 10 u yaz, % 30 u Sonbahar ve % 40 ı kış mevsiminde düşmektedir. Ortalama rüzgarın yönü Kuzey-kuzey doğudur ve rüzgarın hızı 3.6 m/sn. ye kadar yükselir. Bu rüzgarlar fazla yağış getirmezler. Nemli hava kütlelerini getiren ve yağışa neden olan rüzgarlar güney ve güneybatı yönlü Lodos ve Kıbledir. Karayel ise soğuk hava dalgasını getirerek kar yağışına sebep olur. Yıllık sıcaklık ortalaması 12.6 C., en yüksek sıcaklık ortalaması 18.2 C., en düşük sıcaklık ortalaması 8.1 C. dir. Çorlu Karadeniz ile Akdeniz arasında yer aldığı için bu iklim bölgelerinin etkileri altında kalır. Kuzeyden inen soğuk hava kütleleri ile güneyden Akdeniz ve Ege den gelen nemli, ılık hava akımları bölge iklim yapısını belirler.


Ergene çayı Çorlu’nun 12 km. kuzeyinden geçer. Bu çay Trakya’nın en büyük akarsuyu olan Meriç Nehrinin bir kolu olmaktadır. Ergene çayı Muratlı İlçesi yakınlarında Çorlu Deresi ile birleşerek Uzunköprü İlçesi civarında Meriç Nehrine dökülür. Çorlu Deresi Istranca dağlarının doğu yamaçlarından beslenir. Birçok mevsimlik dereyi kendine bağlar. Ergene çayından tarım sahalarının sulanmasında yararlanılır. Çorlu deresi ise sanayi kirliliği nedeniyle kullanılamaz hale gelmiştir. Diğer önemli dereler ise Pınarbaşı, Esece ve Ahımehmet deresidir.


Kum ve Taş açısından da bölgenin en zengin yerinde bulunan Çorlu Karatepe Taş Ocakları ile Trakya Bölgesinin ihtiyacını karşılamaktadır.


Çorlu İlçesinin içme, kullanma ve sanayi amaçlı çektiği su miktarının, sulama suyundan daha fazla olduğu görülmektedir. Çorlu Belediyesine kayıtlı (77.451) su abonesi bulunmaktadır. İlçenin içme ve kullanma suyu ihtiyacı Havuzlar, Kızılağaç, Şeyhsinan, Muhittin, Nüsratiye, Yeni Sanayi, Toplu Konut, Kazimiye Emlak Konut, Sağlık Mahallesi, Yeşiltepe, Panayır Yeri semtlerimizde açılmış olan toplam (27) adet derin sondaj kuyusu ve bu bölgelerdeki yer altı gömme dolapları ile toplam 330 Lt/sn su verilmek suretiyle karşılanmaktadır. Su üretim kapasitesi açısından herhangi bir sorun bulunmamaktadır.


ÇORLU İLÇE NÜFUS
NÜFUS DURUMU


İlçemiz (20) Mahalle, (5) Kasaba, (17) köyden ibarettir. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre TÜİK tarafından 2011 yılı sonu itibariyle açıklanan verilere göre;
Kadın Erkek Toplam
İlçe Merkezi Nüfusu : 105.380 109.913 215.293
Köy ve Beldeler Nüfusu : 18.358 19.323 37.681
İlçenin Toplam Nüfusu : 123.738 129.236 252.974 dür.
Bir önceki yıl nüfusuna göre ilçedeki nüfus artış oranı yaklaşık % 4 dür.
Belde ve Köy Nüfuslarının Dağılımı Aşağıdaki Gibidir.


ÇORLU İLÇE KÖY VE BELDE NÜFUSLARI
BİRİMİN ADI
2010 YILI NÜFUSU
Ahımehmet Köyü
690
Bakırça Köyü
689
Deregündüzlü Köyü
80
Esenler Köyü
884
İğneler Köyü
571
Karamehmet Köyü
963
Kırkgöz Köyü
1.333
Maksutlu Köyü
92
Marmaracık Beldesi (B)
6.182
Misinli Beldesi (B)
1.774
Önerler Köyü
1.968
Paşaköy
173
Pınarbaşı Köyü
945
Sarılar Köyü
407
Seymen Köyü
1.115
Şahpaz Köyü
418
Türkgücü Köyü
1.084
Ulaş Beldesi (B)
5.517
Vakıflar Köyü
2.328
Velimeşe Beldesi (B)
7.893
Yenice Beldesi (B)
1.867
Yulaflı Köyü
672


TOPLAM 37.646
ÇORLU İLÇE ULAŞIM
ULAŞIM DURUMU


D-100 Edirne-İstanbul Karayolu üzerine kurulmuş olan İlçemiz, Karayolu ile bağlı bulunduğu Tekirdağ' a (39) Km., İstanbul’a (100) Km., Edirne'ye ise (120) Km. mesafededir.


İlçemize Karayolu, Demiryolu ve ilçe merkezine 15 km mesafede bulunan Havayolu ile kolaylıkla ulaşılmaktadır
ÇORLU İLÇE EKONOMİ
EKONOMİK DURUM


İlçemiz Ekonomisi ise sanayiye ve tarıma dayalıdır. Hayvancılık eskiye nazaran önemini kaybetmiştir. Çorlu ve çevresi ülkemizde sanayileşmenin en hızlı geliştiği bölgelerin başında gelir. İlçede (21) Adet Banka bulunmakta olup, bazı bankaların ikinci şubelerinin açılmasıyla şube sayısı (36) adet olmuştur.
Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı Gayri Sıhhi Müesseseler.


Tekstil Fabrikası : 273
Deri Fabrikası : 121
Un Fabrikası : 15
Yağ Fabrikası : 10
Kağıt Fabrikası : 27
Kimya Fabrikası : 99
Otomotiv Yan Sanayi : 84
Avrupa Serbest Bölgesi : 110
TOPLAM : 739




GSM sayısı (739), Gerçek ve Tüzelkişi sayısı (4.867) olmak üzere toplam (5.606) üye kaydı bulunmaktadır.


İlçemizdede D-100 Karayolu üzerinde (954.286) M2.lik alana sahip olan Yeni Sanayi Sitesinin yerleşim planlarına göre 1.216 adet işyeri ve sosyal tesis alanları olarak planlanmıştır.


Halen faaliyette bulunan (590) işyerinde ikibin civarında kişi çalışmaktadır. İkinci etap (626) adet işyeri faaliyete geçtiğinde (8.000-10.000) kişiye iş imkanı sağlanmış olacaktır.
ÇORLU İLÇE SANAYİ VE TİCARET
Sanayi ve Ticaret :


İlçemizde (739) adet Gayri Sıhhi Müessese faaliyette bulunmakta olup, bunlar yaptıkları üretimle ilçe ve yurt ekonomisine büyük katkıda bulunmakta ve binlerce kişiye iş imkanı sağlamaktadır.


Tekirdağ bölgesinin bazı sektörlerdeki üretiminin, ülke toplam üretim veya tüketim içindeki paylarına baktığımızda, İlçemiz Rafine Ayçiçek Yağı ülke üretimin %13 ünü, Margarin Yağı ülke üretiminin % 42 sini, Ambalaj Kağıdı ülke üretiminin % 40 ını, İşlenmiş Deri ülke üretiminin % 26 sını ve Değişik dallardan Tekstil Üretiminin % 10 unu karşılamaktadır.


Özellikle 1970 lerde başlayan sanayileşme süreci ile birlikte tarihsel olarak tarımın egemen olduğu ilçemizde sanayi öne fırlamıştır. Çorlu’da İşgücü bakımından tekstil ve boya fabrikaları çoğunlukta olup, ilk sırayı aldığı görülmektedir. Bu tüm fabrikalarda çalışanların % 53.86 sını teşkil etmektedir.
İkinci sırayı deri, deri konfeksiyon, ve ayakkabı fabrikaları almaktadır. Tabakhaneler Çorlu’ nun Kuzey Batısında Çorlu Deresinin kenarında toplanmışlardır. Bu işletmelerde yılda ortalama (25.000.000) adet Küçükbaş, (50.000) ton Büyükbaş hayvan derisi işlenmektedir. Ülkemizde yapılan ihracatın % 37si buradan gerçekleştirilmektedir. Ayrıca Kürk-Süet üretiminin Türkiye’deki merkezinin Çorlu olması bu bölgeye başka bir özellik katmaktadır.


Tekstil-Boyama Fabrikaları, Deri ve Deri Konfeksiyon, Ayakkabı fabrikalarıyla birlikte ele alındığında bu iki sektörün toplam sanayi işgücünün % 65.32 sini çalıştırdığını ortaya koymaktadır. Halen mevcut olan büyük kapasiteli tesisler, bölgede üretilen ayçiçeğinin tamamını işleyecek seviyededir. Aynı durum kağıt fabrikaları, un fabrikaları ve elektronik fabrikaları içinde geçerlidir. Otomotiv sanayi kollarının önümüzdeki yıllarda yükseleceği verilerden anlaşılmaktadır.


Velimeşe ile Karamehmet köyü arasında iki bin dönümlük arazi üzerinde kurulu bulunan Avrupa Serbest Bölgesinde tamamının bitmesi halinde yaklaşık (200) fabrika ile 25.000 kişiye iş istihdamı sağlanacak olup, halen (110) fabrika üretim faaliyeti göstermekte olup (2350) kişi istihdam edilmektedir.


1980 li yılların başından itibaren fabrikaların yoğun olarak yer aldığı İstanbul-Edirne D-100 Karayolu üzerinde sağlı ve sollu olarak yeni fabrika inşaatları yerleşmiş durumdadır. Bu bölgede özellikle Tekstil, Boyama, Deri, Ayçiçek Yağı, Kağıt, Makine imalatı, Dondurma fabrikaları. Çorlu-Tekirdağ Yolu bölgesinde (Karatepe) Taşocakları ve Ayçiçek yağı işleyen fabrikalar, Çorlu-Çerkezköy yolu bölgesinde, Tekstil, Boyama, Kablo, Meşrubat, Kazan fabrikaları, Türkgücü Köyü Yolu üzerindeki bölgede ise tekstil fabrikaları faaliyette bulunmaktadır.


Çorlu Deri Organize Sanayi Bölgesi 1998 yılında 120 Hektar alana kurulmuş ve faaliyete geçmiştir. Halen (118) adet deri fabrikası bulunmaktadır. Bu fabrikalardan (845) adedi faaliyette olup, 4.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Biri 3.000 m3/gün, ikincisi 4.500 m3/gün kapasiteli iki adet arıtma tesisi bulunmasına rağmen bölgenin en önemli sorunlarından biri olan çevre ve özellikle atık su sorunu nedeniyle 36.000 m3/gün kapasiteli üçüncü atık su arıtma tesisi yapılarak faaliyete geçirilmiştir.
ÇORLU İLÇE SAĞLIK
SAĞLIK DURUMU
Hastane Sayısı Aile Sağlığı Merkezi Sağlık Evi
Merkez 5 59 -
Belde - 7 -
Köy - 1 10
Toplam 5 66 10
sağlık birimi bulunmakta olup, Sağlık hizmetleri (8) ambulans ve (9) hizmet aracıyla yürütülmektedir.


Hastaneler :
- Devlet Hastanesi - Yatak Sayısı 250
-Asker Hastanesi - Yatak Sayısı 200
-Özel Reyap Hastanesi - Yatak Sayısı 120
-Özel Şifa Hastanesi - Yatak Sayısı 50
-Özel Vatan Hastanesi - Yatak Sayısı 34
-Özel 4 D Millet Hastanesi - Yatak Sayısı 49
Ayrıca (1) adet Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi bulunmaktadır.
İlçe merkezinde (1) adet Verem Savaş Dispanseri, (59) adet Aile Sağlığı Merkezi, Beldelerde (7) adet, köylerde (1) adet olmak üzere toplam (67) adet Aile Sağlığı Merkezi ve (1) adet halk sağlığı laboratuarı bulunmaktadır.


Ayrıca Köylerde (10) adet sağlık evi bulunmaktadır. .
İlçemizdeki tüm sağlık kurumlarındaki personel durumu aşağıdaki gibidir.


Ünvan Toplam
Uzman Dr. 153
Pratisyen Dr. 112
Diş Hekimi 40
Hemşire 334
Ebe 128
Diğer Personel 476
Eczane 75
Ecza Deposu 2
Özel Muayenehane 39
Gözlükçü 16
Sağlık Kabini 5
Özel Laboratuvar 6
Özel Tıp Merkezi 1
Özel Dal Tıp Merkezi (Nörofizyoloji) 3
Özel Diyaliz Merkezi 1
Özel Poliklinik 2
Psikoteknik Değ. Merkezi 1


İlçemiz Muhittin Mahallesinde 104.893,20 m2 arsa 08.01.2007 tarihinde Sağlık Bakanlığına tahsis edilerek (300) yataklı Devlet Hastanesi bina inşaatına TOKİ tarafından devam edilmekte olup, 2012 yılında hizmet binasında faaliyetine başlayacaktır.


ÇORLU İLÇE EĞİTİM
EĞİTİM VE KÜLTÜR DURUMU
Örgün ve Yaygın eğitimin tüm birimlerinin mevcut olduğu ilçemizde okuma ve yazma oranı % 98 olup geriye kalan % 2 lik oran yaşlı ve özürlü vatandaşlardan oluşmaktadır. Bu itibarla ilçemizde okuma–yazma oranı % 100 olarak kabul edilebilir.


Köy İlköğretim okullarındaki Öğrenci azlığı nedeniyle taşımalı eğitim kapsamına alınan (11) köydeki (310) öğrencinin (7) merkeze taşınması sağlıklı bir şekilde yapılmaktadır. Taşımalı öğrencilerin öğlen yemek ihtiyaçları Devlet tarafından karşılanmaktadır.


Okulsuz ve lojmansız köyümüz bulunmamaktadır. Merkez okullarının tümü bakımlıdır. Eski olan okullar ise onarılmak ve yeni binalar eklenmek suretiyle ihtiyacı karşılayabilecek duruma getirilmektedir.


-İlköğretim Okul sayısı
İlçe merkezinde (32) resmi, (4) özel olmak üzere (36) adet,


Köylerde (17) adet olmak üzere toplam (53) İlköğretim Okulu bulunmaktadır.


-Ortaöğretim Okul Sayısı,
Genel Lise (1)adet
Anadolu Lisesi (6),
Anadolu Öğretmen Lisesi (1)
Meslek Lisesi (9) adet


Özel Lise (2) adet olmak üzere toplam (18) adet Lise ve Dengi Okul bulunmaktadır.


-Yüksek Öğretim Okulu,
Namık Kemal Üniversitesine bağlı (1) Mühendislik Fakültesi blunmaktadır.(İnşaat, Çevre, Makine, Bilgisayar ve Tekstil Mühendisliğinden oluşan beş bölümden oluşmaktadır.)


Yine Namık Kemal Üniversitesine bağlı (1) Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. (Dericilik, Elektronik, Endüstri, Geleneksel El Sanatları, Gıda, İşletmecilik, İşletme Yönetimi İ.Ö., Kooperatifçilik, Makina, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları İ.Ö., Oto Boya ve Karoseri Teknikerliği, Otomotiv Teknolojisi, Pazarlama, Seracılık ve Tekstil Teknolojisi olmak üzere onaltı bölümden oluşmaktadır.)


Yaygın Eğitimde hizmet veren (2) hizmet binası bulunan (1) Halk Eğitim Merkezi, (1) Çıraklık Eğitim Merkezi, (1) Rehberlik Araştırma Merkezi bulunmaktadır.
Ayrıca (1) adet Öğretmen Evi bulunmaktadır.


Öğrenci Yurtları (2) Adet Kredi ve Yurtlar Kurumuna ait (204) yatak kapasiteli Kız ve Erkek Öğrenci Yurdu ile (888) Yatak Kapasiteli (10) Orta Öğretim Özel Öğrenci Yurdu bulunmaktadır.




Özel Öğretim Kurumları
Özel Dershane Sayısı (12)
Özel Öğrenci Etüt merkezi (5)
Motorlu Sürücü Kursu (10)
Özel Muhtelif Kurslar (14)
Zihinsel Özürlü Reh.Merk. (4) adet olmak üzere toplam (45) adet kurs bulunmaktadır.




İlçemizdeki Öğrenci Sayısı,
Ana Sınıfında (2.470)
İlköğretim Okullarında (29.274)+(910 Özel) = (30.184)
Ortaöğretim Okullarındaki
-Genel Eğitimde (5.476)
-Mesleki Eğitimde (6.535),
-Özel Liselerde (175)


olmak üzere toplam (12.186) Öğrenci, İlçe geneli öğrenci sayısı ise (44.840) dir.
Namık Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde (1.536) Öğrenci,
Meslek Yüksek Okulunda (1.819) Öğrenci olmak üzere toplam (48.195) Öğrenci,


Ayrıca 2003 - 2004 Eğitim öğretim yılı 2. yarıyılında faaliyete geçen Sakatlar Derneği İlköğretim Okulunda (91) öğrenci okumaktadır.
İlçemizdeki Öğrenci Sayısı,
Ana Sınıfında ( 3.339)
İlköğretim Okullarında (31.027)
Ortaöğretim Okullarındaki
-Genel Eğitimde (5.240)
-Mesleki Eğitimde (7.428)


olmak üzere İlçe geneli toplam öğrenci sayısı ise (47.034) dır.
Namık Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde (1.956) Öğrenci,
Meslek Yüksek Okulunda (1.750) Öğrenci olmak üzere toplam (50.740) Öğrenci,
Ayrıca 2003 - 2004 Eğitim öğretim yılı 2. yarıyılında faaliyete geçen Sakatlar Derneği İlköğretim Okulunda (107) öğrenci okumaktadır.
İlçemizdeki Öğretmen Sayısı,
Okul Müd.ve Müd.Yrd. (209)
Okul öncesi öğretmeni (17)
Kadrolu öğretmen (1.375)


4/b sözleşmeli öğretmen, ücretli ve usta öğretici öğretmen (619) olmak üzere toplam (2.220) Öğretmen İlköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapmaktadır.


Mühendislik Fakültesinde (83) Öğretim Görevlisi,
Meslek Yüksek Okulunda (32) Öğretim Görevlisi olmak üzere toplam (2.335) Öğretmen ve Öğretim Görevlisi tarafından eğitim hizmeti verilmektedir.


ÇORLU İLÇE KÖYLERİ VE BELDELERİ
1912-1913 Balkan savaşlarının i. devresinde Osmanlı Doğu Ordusu Komutanlığı Karargahı Çorlu'da idi. II. Balkan savaşında Bulgarların Edirne'yi ele geçirip. Babaeski ve Lüleburgaz'a doğru ilerledikleri haberi Çorlu'da duyulunca halk paniğe kapılmıştı. Bulgarların zulmünden kurtulmak için Edirne vilayetinin halkı evlerini barklarını bırakarak İstanbul'a kaçmaya çalışıyorlardı. Karayolundan İstanbul'a kaçan halk Çorlu' da kafileler halinde geçiyor, Çorlu halkını da korkutuyor ve yakın zamanda aynı akıbete uğrayacaklarından eşyalarını toplamaya başlamışlardı. Bulgar ordusunun Çorlu yakınlarındaki Marmaracık köyü yakınlarına geldiği haberi duyulunca Çorlu'daki Türk ahalisinin hepsi bir günde evlerini terk ederek arabası olan arabasıyla, olmayan yaya olarak yola düşmüşler. Silivri'ye kadar giden Çorlulular oradan vapurlara binerek Üsküdar'a varmışlardır. Dokuz ay vatan hasreti çeken Trakyalılar Edirne vilayetinin Meriç nehrine kadar olan kısmının II. Balkan muharebesi sırasında geri alınmasından sonra tekrar vatanlarına döndüler. Ne yazık ki evlerinin yerlerinde kırık kiremit parçalarından başka bir şey bulamadılar.
Çorlu'da Türk mahalleleri tamamen yıkılmış, bir harabeye dönmüştü. Bu evleri yağma eden ve sonra da yakıp yıkan yerli Ermeni ve Rumlardı. Bulgarlar çekilince onlar gene Çorlu'da kalmışlar. Sanki hiç bir şey olmamış gibi rahat rahat yaşıyorlardı. Şehirlerine dönen Çorlulular hiçbir şey demeden yine onlarla el ele vermişler Çorlu'yu eski haline getirmeye çalışmışlardır. Balkan savaşlarının etkisi daha geçmeden I. Dünya Savaşı çıktı. Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesiyle eli silah tutanlar cepheye koşmuş uzun harp 4 yıl sürmüştür. Sonunda müttefiklerimiz ile birlikte mağlup olduk. Mondros Ateşkes Antlaşması 30 Ekim 1918' de imzalandı. Düşmanlar yurdumuzu işgal etmeye başlamışlardı. Paris Konferansında İngiltere'nin deste~i ile Batı Anadolu'ya ve Trakya'yı ele geçirme hakkını elde etti. İstanbul'un müttefikler tarafından işgalinden sonra Trakya'nın da Yunanlılar tarafından işgal edileceği söylentileri dolaşmaya başladı. Ege bölgesinde olduğu gibi Yunanlıların Trakya'yı da işgale kalkışacakları anlaşılıyordu. Bu durum karşısında Trakya halkının Türk ahalisi büyük bir heyecan içindeydi. Kasabalarda toplantılar yapılıyor, teşkilatlar kuruluyordu. Trakya teşkilatının başında Cafer Tayyar Paşa vardı. Genel harbin sonunda askerlerimiz terhis edildi~inden pek az asker vardı. Bunların büyük bir kısmı Meriç boyunda Yunan hududuna sevk edilmişti. 20 Temmuz 1920 Salı sabahı Yunanlılar Marmara Denizi sahilinde Ereğli'den karaya çıkarak Trakya'yı işgale başlamışlardı. Aynı zamanda Tekirdağ'dan da karaya çıkmışlar iki koldan Trakya'yı işgale başlamışlardı. Bu haber Çorlu'da bomba tesiri yapmış Çorlu halkı ne yapacağını şaşırmış esnafın bir kısmı dükkanlarını açmış sonucu bekliyorlardı. Aynı gün Yunan Generali Zımbrakis komutasındaki Yunan askerleri şehre girerek belediye önüne geldiler. Papazın başkanlığında kalabalık bir Rum topluluğu belediye binasını teslim aldı. İndirilen Türk Bayrağı'nın yerine Yunan bayrağı çekildi. 21 Temmuz sabahı Çorlu'da bulunan Yunan kuvvetleri Karıştıran istikametinde yürüyüşüne devam etti. Yunan işgalinden önceki günlerde Trakya'da (Trakya Paşeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti) kurulmuş ve teşkilat çalışmaya başlamıştı. Kısmi seferberlik ilan edilmiş ve bu teşkilatın başına Birinci kolordu komutanı Albay Cafer TAYYAR Bey geçmişti. Çorlu'nun işgalinden 20 gün sonra 30 Ağustos 1920 tarihinde Türkler için ölüm fermanı anlamına gelen Sevr Antlaşması yapılmış, antlaşmanın imzalanmasından sonra Yunanlılar Çorlu' da askeri idareyi sivil idareye teslim etmişlerdi. Çorlu'nun 15 Ağustos 1920 günü sivil idareye devredilmesi Muhiddin Tuna'nın "Geçmişten Bugün" adlı, eserinde bir hatıra olarak şöyle bahsedilmektedir. Sabahın erken saatlerinde Çorlu'da hummalı bir faaliyet başlamıştı. Saat dokuz sıralarında Rum kilisesi (Gazi okulu yerinde idi) önünden hükümet konağına (Şimdiki belediye iş merkezinin olduğu yer) kadar olan caddeye birbirine yirmişer metre mesafe ile karşılıklı silahlarına süngü takılmış asker dizilmişti. Saat onda kilisede bir merasim yapıldı. Bu merasime başta papazlar olmak üzere yerli Rumlar, Ermenilerin ileri gelenleri ile pek az Türk katılmıştı. Türkler de zorla götürülmüştü. Bunların içinde Çorlu Müftüsü de vardı. Merasimden sonra kiliseden çıkıldı. Arkalarına yerli Rumlar ve Ermeniler de katılarak kalabalık kafile halinde askerler arasından geçerek Hükümet Konağı'na gelindi. Bu gün Çorlu'ya yeni bir kaymakam tayin edilecekti. Bu kaymakam aslen Çorlulu Trosolos'un damadı Avukat Ispiridis idi. Bu genç bir avukattı. O günkü merasime hazırlıklı olmak ve bayrak çekmek için senelerce Türk bayrağı çekilmiş olan bayrak direği hazırlanmıştı. Gölcük meydanı Rum, Ermeni ve diğer azınlıklarla dolmuştu. Herkes merasimin başlamasını bekliyordu. Nihayet saat on iki sıralarında merasim başladı.
Trabzon'da vali bulunan oğlu Yavuz Trabzon'dan alınarak Rumeli'de bir sancak merkezine gönderilmesi için babasına başvurmuş, fakat cevabı beklemeden Rumeli'ye geçmek üzere Kefe'ye hareket etmişti. Babasının padişahlıktan çekilip yerine küçük oğlunu padişah bırakacağı haberi Yavuz'a geldiği zaman Kırım'da 10 bin kişilik ordu toplayarak İstanbul'a doğru yürümeye başladı. II. Beyazid hazırladığı bir ordu ile oğluna karşı hareket etti. İki ordu Çorlu'nun çok yakınlarında Ulaş köyü ile Karıştıran arasında karşılaştı. (13 Ağustos 1511) Yavuz babasının ordusuna yenilerek Filibe taraflarına çekildi. Fakat ordu İstanbul'a dönünce isyan çıkardı. Yavuz'u başlarında padişah olarak görmek istediklerini söyledi. Bunun üzerine Beyazid oğlunu İstanbul'a çağırarak padişahlığı teslim etti Başarılı olması için hayır dua ederek ömrünün son günlerini Dimetoka'da geçirmek üzere yola çıktı. Oğluyla savaştığı Ulaş'ta konakladıkları gece 26 Mayıs 1512 tarihinde öldü. Ne garip bir tesadüftür ki Yavuz Sultan Selim' de İstanbul' dan Edirne'ye giderken babasıyla savaştığı yerde Ulaş yakınlarında 1521 yılında yakalandığı şirpençe hastalığından ölmüştür. Eylül 1676'da ise Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa Çorlu ile Karıştıran arasındaki Karabiber çiftliğinde vefat etmiştir. Çorlu 18. yüzyılda kırım'dan uzaklaştırılan Hanzadelerin ve Girayların sürgün yeri olmuştur. 1830 yılında Rumeli Beylerbeyliği kaldırılıp Edirne vilayeti kurulunca Çorlu bu vilayetin Tekirdağ sancağına bağlı bir kazası haline getirildi. 1870 de vilayetler örgütünün ıslahı sırasında durumunu oldu~u gibi korudu 93 harbinde geçici olarak Rusların eline düştü.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nin sekizinci cildinde Çorlu'dan şöyle bahsetmektedir. Banisi Yankobin Madyandır derler. İlk fatihi 720 tarihinde Edime Fatihi Hüdavendigar Gazidir (I. Murat) derler. Kendileri kalasını yerle bir edip gittikten ve kendileri Kosova'da şehit olduktan sonra düşman yeniden tamir edip geri almıştır. Bundan sonra Yıldırım Beyazıt han fethederek bütün kaleyi tamamen yıkmıştır. O zamanını eserleri hala Çorlu'nun kenarında vardır. bundan sonra da Fatih Sultan Mehmet Han fethetmiş ve Edirne vilayetinin yüz elli akçelik şerif kazası olmuştur. Üç bin kiremitli evi on beş Müslüman mahallesi, on beş hane de Müslüman olmayanlar vardır. İslam mahalleleri; Arabacıbaşı mahallesi, Muslihiddin Efendi Mahallesi, Keçecizade Mahallesi, Abbazzade Mahallesi, Hisar Mahallesi, Karacaahmet Sultan Mahallesi, Burhanzade Mahallesi, Elhaç Gani Mahallesi, Mustafa Efendi Mahallesi, Odunpazarı Mahallesi meşhur mahallelerdir. Her mahallede mescit vardır amma cuma namazı kılınan yalnız üç camisi vardır. Arabaabaşı camii kiremitlidir. Eski camii kurşunsuzdur imareti vardır. İmaret camii Sultan Süleyman hanındır. Bu caminin kapısı üzerinde şöyle yazılıdır. Şeyh Süleyman Sahib-el-hayrat Fikir gerdem kikuyemeş tarih Hafif-i gayb güft tarihin Kıldı bu cami-i şerifi bina Küned en vakit in sade peyda Kad bana mabaden lihubbi Huda Sene 928 Hanlardan bahsederken de şunları saymaktadır. On sekiz hanı vardır. Haftada iki kere pazar kurulduğu için ticaret merkezi halindedir. Dört hanı tamamen kurşunludur. Çarşı başında Ahmet Efendi Hanı, Akçakolukoğlu Han, Osmandede Hanı, Davutzade Hanı, Hidayetullah Çelebi Hanı, Katır Nalbandı Mustafa paşa Hanı,Kızılbaşzade Hanı, Hüsnü Dede Hanı meşhur hanlardır. Hamamlardan bahsederken de, Daya Hazinesi mezarlık olarak kullanılmıştır. Burada iki önemli mezar bulunur. Birisi caminin güney doğusunda (kıble yönünde) H.1194 tarihlidir. Mezar bir sanduka şeklinde olup baş taşı kitabelidir. Mezar mermerden yapılmıştır. Sandukanın bütün cephelerinde hafif rölyefli (kabartma) bitki motifleri ve büyük rozetler görülür. Mezarın baş taşında altı satırlık sülüs yazı ile şu kitabe dikkati çeker.
Avukat Ispiridis Rumca kısa bir nutuk söyledi. Buna müteakip Hükümet Konağı'na bayrak çekme merasimi başladı.Despot dua ediyor, bayrakta ağır ağır direğe çekiliyordu. Henüz direğin sonuna gelmeden direk sallandı. Kökünden kırıldı ve devrildi. Yunan Bayrağı yere düştü. Bunu uğursuzluk sayanlar da vardı. Direk uzun seneler Çorlu'ya hükümet binalığı yapmış olan bu binada Türk Bayrağı'nı taşımış, bugün Yunan Bayrağı'nı taşımak istememişti. Derhal yerden birkaç kişi Yunan Bayrağını aldı. Bu defa bir direk gelmesi beklendi. Alelacele bir marangoza yaptırılan direk geldi. Bu suretle bayrağın çekilmesi 1 saat gecikmiş oldu. Direğin kırılışı maneviyatlar bozduğundan, merasimde heyecan kalmamıştı. Saat on üç sıralarında merasim nihayet buldu. Herkes dağıldı, idare artık sivillere terk edilmişti. Avukat Ispurudus kaymakam, Karapapaida belediye reisi olmuştu. O güne kadar Çorlu'ya İstanbul gazeteleri geliyordu. Onları okuyorduk. O günden sonra Çorlu'ya İstanbul gazeteleri sokulmadı. Ağustos 1921'de Sakarya Meydan muharebesinin kazanılması Yunanlılarda endişeye sebep oldu. Çorlu'da bulunan askerlik çağına gelmiş Rum gençleri askere alındı. 26 Ağustos 1922 sabahı B. Taarruzun başlaması, dört gün zarfında Yunan Ordusu'nun yenilgiye uğraması üzerine Türk süvarileri 9 Eylül'de İzmir'e girdiler. Öte yandan kuzeye Eskişehir-Bursa yönüne ilerleyen Türk birlikleri sayesinde Hıristiyan halkı, gemilerle kayıklarla Ereğli ve Tekirdağ'a çıkmışlardı. Ereğli'ye çıkanlar Çorlu'ya gelmişlerdi. Çorlu üzerinden Yunanistan'a kaçıyorlardı. Bu kaçış sırasında şehir yağmalanmıştı. Diğer taraftan kasabanın ileri gelenleri birer birer toplanarak jandarma karakoluna götürülüyor, bu toplanan insanlar trenle Dedeağaç'a oradan Trakya'nın diğer yerlerinde toplananlarla birlikte Milos adasına sevk edildiler. Vatandaşlarımızın Milos adasına götürülmesinden 1 hafta sonra 3 Ekim 1922 günü Mudanya'da ateşkes görüşmeleri başladı. 11 Ekim 1922'de Ateşkes Antlaşması imzalandı. Ateşkese göre 14-15 Ekim gecesinden başlayarak silahlı çatışmalar duracaktı.Yunanlılar, Doğu Trakya'yı hemen boşaltacaklar ve T.B.M.M. hükümetinin yönetimine teslim edeceklerdi. Trakya'yı Yunanlılardan müttefik kıtaları teslim alacaklar Türk Ordusu ile Yunanlılar arasında tampon görevi yapacaklardı. Trakya'yı Yunanlılardan teslim almaya İtalyanlar, Silivri, Vize, Saray, Çorlu, Fransızlar, Edirne, Lüleburgaz, Kırklareli, İngilizler; Uzunköprü, Tekirdağ, Keşan bölgelerinde hareket edecekti. 15 Ekim 1922' de Çorlu'ya gelen İtalyan kıtaları şehre geldiklerinde yakılıp yıkılmış harabe bir manzarayla karşılaştılar. Bir gün sonra, Çorlu'da idare Yunanlılardan alınarak Türk Hükümeti muvakkaten kuruldu. Abidin Efendi kaymakam tayin edilerek Mudanya Ateşkes Antlaşması gereğince İtalyanlar 1 Kasım 1922 tarihine kadar Çorlu'da kaldılar. 1 Kasım 1922'de İstanbul istikametinden trenle gelen Türk heyeti ve askerleri şehri teslim almışlardı. Çorlu halen II. Dünya savaşından beri savunma bakımından önemli bir garnizon olma özelliğini devam ettirmektedir.